Kurallara göre yaşamanız gerektiğini kim söylüyor?
Merhaba,
Ben Özlem Yetiş. 6 yıldan fazla bir süre önce İstanbul’da yaşayan hemen herkesin hayalini gerçekleştirip Antalya’ya taşındım.
Yabancı firmalardaki “kurumsal” işimi bıraktıktan 1 ay sonra Antalya’ya yerleşmiştim bile.
Durumun en can alıcı noktası burada başlıyor: Antalya’da çalışıyorum, ama kesinlikle Antalya’da iş aramadım. Çünkü çalıştığım firmaların çoğu hala İstanbul’da.
“Kurumsal” ve “9 – 6” işimden ayrılmadan önce kendi işimi kurdum, geliştirdim, hedeflediğim hayat şartlarına uyarladım ve şu anda İstanbul’dan, Almanya’dan ve farklı şehirlerden müşterilerim var. Onlar için nerede olduğumun ve nereden çalıştığımın hiç bir önemi yok. Çünkü teknoloji sayesinde artık iletişim çok daha hızlı ve kolay. Zaman değil (9 – 6 arası mesai), sonuç odaklı çalıştığımdan, nerede olduğuma kimse bakmıyor.
Bazen Antalya merkezden da bunalıp Kaş’a gidiyorum, bir hafta orada çalışıyorum. Bazen sıcaktan bunalıp kızımı da alıp Ege’ye kaçıyorum. Nerede olduğumu saklamıyorum, ama müşterilerimin çoğunlukla nerede olduğumdan haberleri bile olmuyor, çünkü işleri hallolduğu sürece onlar için bir problem yok.
Bundan sonra hayalini kurduğum yer ise Güney Afrika. Bir kere Cape Town’a gittim ve bu şehrin tam bana göre olduğuna karar verdim. Belki sonrasında seyahate devam edip, başka kıtalara, başka ülkelere giderim.
Şimdi ne iş yapıyorsun peki diye merak ediyorsunuz. Aslında normal işimden farklı bir şey yapmıyorum. Ben pazarlama iletişimi konusunda uzmanım. Uluslararası firmalarda yaklaşık 10 yıl boyunca pazarlama ve iletişim bölümlerinde çalıştım. Şu anda da firmalara dışarıdan internet pazarlama konusunda hizmet veriyorum. Detaylı bilgi için İşlerim sayfasına bakabilirsiniz.
Her işin bu “yerden bağımsızlık” durumuna uyarlanabileceğini düşünüyorum. Akla gelen ilk meslekler yine grafikerlik, tasarım, yazılım, fotoğrafçılık gibi duruyor, ama bir işte uzmansanız ve işinizi çok iyi yapıyorsanız, müşterileriniz için nerede olduğunuzun çok önemi kalmıyor.
Danışmanlığın dışında bazı firmalar için metin yazarlığı yapıyorum, bazı reklam ajanslarının müşterilerinin ve kendi firmalarımızın sosyal medya (Facebook, Twitter vb.) sayfalarını yönetiyorum. Yurtdışındaki firmalara da Türkiye’deki satışlarını artırma konusunda destek oluyorum mesela.
“Yerden Bağımsızlık” durumunun benim gibi çalışanlar için en büyük artısı aslında müşterilerimizin dünyanın herhangi bir yerinden olabilmesi. Kendi işimizi İstanbul’da yapıp da sadece İstanbul firmalarını hedeflemiyoruz. Türkiye içinde herhangi bir şehirden de müşterimiz olabiliyor.
Yani çalışma alanımız sınırsız, daha doğrusu dünya ile sınırlı.
Yani kısaca: Teknoloji Sayesinde Çalışırken Nerede Olduğumuzun Hiç Bir Önemi Yok
Siz de bu tip bir hayat tarzına, yani hem çalışıp hem sayahat etme imkanına sıcak bakıyorsanız, sitedeki yazılarımdan faydalanabilirsiniz.
Yerden bağımsız (LIP) ne demek
LIP: Location Independent Person, yani dünya üzerinde herhangi bir şehre, ülkeye, ofise ve mekana bağlı olmadan yaşayan ve çalışan insan. Bu terim blog yazılarında sık sık geçtiği için bilmekte yarar var.
Bu hayat tarzını yurt dışında kimler ortaya çıkarttı?
Bu blog ve LIP topluluğu ilk olarak Lea ve Jonathan Woodward isimli Yerden Bağımsız kişiler tarafından yaratıldı ve iki yıldan fazla bir süredir dünyanın her yerinden takipçileri var.
2009 yılı başında ben sitenin Türkçe versiyonunu yapmayı teklif ettim ve böylece işbirliğimiz başladı. Dili Türkçe olan bir yerden bağımsızlar topluluğu yaratmayı ve kendi seçtiği işi kendi istediği yerde yaşayarak yapmak isteyenlere destek olmayı amaçlıyoruz.
LEA VE JONATHAN WOODWARD
Lea profesyonel hayata Londra’da yönetim danışmanı olarak başlarken, Jonathan da bir şirkette grafik tasarımcı olarak çalışıyordu.
Lea annesini kanser nedeniyle kaybedince çalışma hayatını bıraktı ve kişisel eğitmen oldu. Bir kaç yıl sonra Jonathan da işten ayrıldı ve ikisi birlikte kendi şirketlerini kurdular.
Şu anda kendi girişimlerini yönetiyorlar. Lea’nın sitesine bakarak neler yaptıkları hakkında bilgi sahibi olabilirsiniz.
Lea ve Jonathan 2007 yılının başında İngiltere’den ayrılıp kendilerine bir “ev” bulma amacıyla yola çıktı. Fakat bunun yerine yerden bağımsız olmanın sağladığı göçebe hayat tarzını daha çok sevdiklerini fark ettiler. Şu anda ikinci çocukları ile birlikte istedikleri zaman Tayland, Güney Afrika ve Karayipler gibi sevdikleri ülkelere seyahat ediyorlar.